Ölüm Kuralı

Ölüm kuralı: İki yetişkin ilk kez bakıştığında gözünü ilk kaçıran önce ölür.

Aşk kuralı: Hayatın boyunca bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda aşk çiçeği verebilirsin.

Bana "Yüce Olan" derler fakat evrenin bu iki kuralından daha yüce değilim. Şu an sadece mezar ziyaretinde bulunan sıradan bir adamım.

İlk kez bana bakmış ve gözlerini kaçırmış binlerce bedenin arasında hızlıca yürüdüm. Benim için özel olan dördünün yanından geçerken bile duraksamadım. Bir yerden sonra benden önce yaşayıp ölenlerin arasındaydım ve sonunda bilinen en eski mezarın oraya vardım: Yirmi üç yaşında ölen Kral Amon'un mezarı.

Amon'un bir elinde altı parmağı olduğu için altı kez evlenebildiği rivayet edilirdi. Mezar taşında "Tanrılar, altıncıya evlenmeye cüret ettiği için genç yaşta canını alarak onu cezalandırdı." yazıyordu.

"Tanrılar kısa bir yaşamın ceza olmadığını bilirdi. Bu ceza Amon'un boşadığı eşlerinden birinden gelmiş olmalı." Farkında olmadan sesli düşünmüştüm. Daha önce hiç duymadığım bir sesle irkildim.

"Yüce Olan, cezalandırıldığınızı mı düşünüyorsunuz?" Arkamı döndüğümde gözleri daha açılmamış yaşlı bir kadın vardı karşımda. Merakla inceledim, erginlik töreni için tapınağa gelebilecek yaşı fazlasıyla geçmişti.

"Neden gözlerin kapalı?" diye sordum.

"Sizin neden gözleriniz açık?" Gelen soruyla donakaldım. Bu ihtiyar gözler sevdiği herkesin ondan önce öleceğini öğrenmekten başka ne işe yaramıştı ki?

Uzun süren sessizlikten sonra "Güneş batıyor. Gün ağarana kadar buradayım." dedim. Yanıma oturdu ve saatlerce sohbet ettik.

Etraf aydınlanmaya başlayınca son aşk çiçeğimi çıkarıp "Gözlerini açar mısın?" diye sordum. Belki gözleri kapalıyken vermeliydim ama o hayatında ilk kez gözlerini açtı ve "Tüm aşk çiçeklerimi dağıttım." dedi acı içinde. Hayatımda ilk kez gözlerimi kaçırdım.