Kemal Bey'in Bulmaca Festivali Seçkisi

Steam Bulmaca Festivali bu yıl 24 Nisan - 1 Mayıs tarihleri arasında. Peki cüzdanımızı fazla yormadan hangi oyunlarla keyifli vakit geçirebiliriz?

OYUNLISTE

Kemal Bey

4/26/20235 min read

"Gizemler çözüldüklerinde şiirselliklerini kaybetmezler. Tam tersine, çözüm genellikle bulmacadan daha güzel olur ve her halükarda, bir gizemi çözdüğünüzde, belki de daha büyük bir şiire ilham vermek için diğerlerini ortaya çıkarırsınız."

- Richard Dawkins

Önemli Uyarı: Bu seçki tamamen Kemal Bey'in kişisel zevklerine göre hazırlanmıştır. Oyunlar satın alınıp beğenilmediğinde sorumluluk kabul edilmemektedir.

Normalde listeyi hazırlarken bir sıralama amacı gütmedim, ama bu oyunun listenin ilk sırasında olmasının bir sebebi var! Çünkü son yılların en yaratıcı puzzle oyunu!

Sözcükleri ve anlamları manipüle ederek yeni yollar ve çözümler yarattığımız bu oyunda farklı düşünmenin ne kadar da zihin açıcı ve keyifli olduğunu keşfedeceksiniz. Oyun her ne kadar fazla indirim almış gözükmese de Türkiye fiyatı henüz zamlanmadı, o yüzden acele etmekte fayda var.

2. EDGE

Baba is You'yu aradan çıkardığımıza göre benim ucuz zevklerime geçebiliriz artık. EDGE benim için özel bir yere sahip, çünkü uzun yıllar önce, henüz tuşlu telefonlar kullanılıyorken telefonumda oynuyordum bu oyunu. Basit, basit olduğu kadar da stilistik gözüküyordu. 8-bit müzikleri de harikaydı. Arkadaşımla her teneffüs sırayla bölümleri geçmeyi çabalardık, biz öğrendikçe oyun da bölümlerini farklılaştırarak bizi sınardı.

Oyunun Steam versiyonu mobil sürümüne ekstra olarak birçok yeni bölüm ve mod sunuyor. Üstelik şu an fiyatı 1,30 TL. Ülkede bu fiyata sakız bile kalmadı artık...

Bu oyunu gördüğüm ilk an görselliğine hayran olup vurulmuştum. Aslında herkesin bildiği bir klasik yapboz anlayışından farklı değil oynanış. Ancak yapboz tamamlanınca ortaya çıkan art deco esintili vitraylar bana muazzam gelmişti. Ve puzzle'lar da vitray parçalarından oluştuğu için biraz zorlayıcı olabiliyor bazen.

Oyunun fiyatı yine çok uygun, almışken eğer bölüme boğulmak istiyorsanız DLC'lerini de sepete eklemeyi düşünebilirsiniz. Ayrıca aynı anlayış ve başarının sürdürüldüğü ikinci bir oyun da mevcut beğenenler için.

Listemize artık puzzle-platformer türünden devam ediyoruz. Ve bana göre bu işi en iyi yapan oyunlardan biri Braid. Kısaca zamanı manipüle edebildiğiniz bir oyun diyebilirim, ya da kısaca başyapıt da diyebilirim. Tek bir kişinin üzerinde yıllarca çalıştığı, her chapter'da yeni bir zaman mekaniğinin devreye girdiği ve böylesine bir platform oyununda bekleyemeyeceğiniz bir hikaye anlatımına sahip bir şaheser.

10/10... Bu fiyata kaçırılmaz...

Space: the final frontier...

Öyle mi gerçekten acaba? Henüz insanı tam olarak keşfedememişken bu kadar kesin olmak doğru mu? The Swapper'da zorlu uzay koşullarında tek başımızayız. Ah pardon, bir de klonlarımız var. Ama onlar da biz değil miyiz? Peki kendinizi feda ederek klonunuzun ilerlemesini sağlar mıydınız?

Machinarium aslında bir point & click adventure oyunu, asıl öne çıkan özelliği bulmacaları değil o yüzden. Ama yine de sevimli ve güzel düşünülmüş bulmacaları var. Asıl yıldızının parladığı nokta ise el çizimi görselleri, hiçbir yazı ve sesli diyalog olmadan hikayesini anlatmayı başarabilmesi ve de sanat tasarımı. Amanita Design isimli küçük ve bağımsız stüdyonun çıkardığı bu oyun belki de hikaye anlatımının evrenselliği konusunda büyük şirketlere bile ders olmalı.

Gunpoint oynadıktan sonra ajan yeteneklerine kavuşmadım belki, ama bir ajan gibi zorlu durumlara çözüm bulmayı öğrendim beynim alev alarak. Bu bir gizlilik-bulmaca oyunu, silahınız sadece başınıza dert açıyor çoğu zaman. Önemli olan sessiz olmak, tüm olasılıkları hesaplamak ve sizden istenen görevi yapmak. Oyunun bulmacaları oldukça iyi düşünülmüş ve çözebildiğinizde de tatmin ediyor. Aynı zamanda seçimler yapabildiğiniz bir hikayesi de mevcut.

World of Goo aslında oldukça eski bir klasik, 2008 yılından beri çıktığı her platformda başarıya ulaştı. Ama bir klasik olmasının ve Steam incelemelerinin %91 olumlu olmasının da haklı sebepleri var. Oyunumuzda Goo adı verilen yapışkan, vıcık vıcık ve sevimli madde ile köprüler ve yapılar oluşturarak bölümleri geçmeye çalışıyoruz. Ve bir bulmaca oyunu klasiği olarak her geçen bölümle birlikte yeni mekanikler devreye giriyor, bulmacalar zorladıkça alınan keyif de artıyor. Bir yandan arkaplanda minik bir hikaye de ilerliyor. Üstelik sadece iki kişi yapmış bu oyunu! Telefonunuzda veya tabletinizde de deneyebilirsiniz, dokunmatik kontrolleri de oldukça başarılı.

Portal serisinin, iyi oyunlar barındırmasının yanında, first person bulmaca oyunlar da yapılabildiğini göstermesi oyun sektörü için oldukça iyi oldu. Escher-vari oyun tasarımı, basit ve can alıcı renk paleti, gerçekten beyin yakan bulmacalarıyla bu deneyim kesinlikle şans verilmeyi hak ediyor. Oyun için söyleyebileceğim fazla bir şey yok, ama GIF'te gördükleriniz sadece başlangıç, bunu rahatlıkla söyleyebilirim. En azından fragmanı da izlemelisiniz bu oyuna burun kıvıracaksanız da.

Önceki oyundaki Escher dozu yeterli gelmediyse sizi buraya alalım. İmkansız fizikler, büyüleyici görsel tasarım ve yine beyin yakan bulmacalar. Steam incelemeleri şu anlık %92.40 olumlu olan bu oyun ülkemizde hala eski zamsız fiyatıyla satılıyor. Yine söyleyeceğim fazla bir şey yok, fragmanı bu büyüleyici dünyayı gayet güzel gösteriyor. Dikkatli olun, yer çekimine bir daha asla aynı gözle bakamayacaksınız!